Kitaplar Dizi Ya Da Film Olmalı mı?

Merhaba arkadaşlar, bu hafta son dönemlerin sık sık tartışılan konularından biri olan, ‘Kitaplar dizi ya da film olmalı mı?’ tartışmasını ele almak istedim. Çünkü benim de söylemek istediğim bir iki bir şey var.

Son dönemlerde yayın hayatına giren, gerçek hayatlardan kitaplara, oradan da dizilere konu olan yapımlar oldukça beğenilmesinin yanında, bir o kadarda eleştirildi. Özellikle psikolojik travmaların ele alındığı bu yapımlar, izleyicinin olumlu ya da olumsuz ilgisini çekmiş durumda. Haliyle bu durum ‘Kitaplar dizi ya da film olmalı mı?’ tartışmasını gündeme getirdi.

KİTAPLAR DİZİ YA DA FİLM OLMALI MI?

Başta fikrimi belirtmem gerekirse, ben her kitabın film ya da dizi olmaması gerektiğini düşünüyorum. Bunların da başında mesleki yönlerini kullanıp, danışanların dramatik hikayelerin derlenip kitaba dönüştürülmesine de diziye ya da filme dönüştürülmesine de karşıyım. Bu yaşanmış zorlu hikayeleri, bir kitlenin yorumuna açmayı, bir ekstra gelir olanağına çevrilmesi durumunu doğru bulmuyorum. Gelgelelim okumaktan keyif aldığımız harikulade kitaplara, sinemaya döküldükten sonra ekstra hayran olduğumuz yapımlara. Evet arkadaşlar, okuyucusunu da izleyicisini de kendine hayran bırakan işler tabi ki var. Bunların en başında Harry Potter kitapları ve film serisini örnek verebiliriz. Okurken çok ayrı bir keyif, izlerken çok ayrı bir keyif veren muazzam işlerden biri. Böyle sıralayabileceğimiz birçok iş var. Bunun yanı sıra, muazzam yazılmış bir hikâyenin dizi ya da filmde nasıl bir faciaya döndüğüne şahit olduğumuz işler de var. Örnek vermek gerekirse Fİ, Çİ, Pİ serisi okuması muazzam bir üçlemesiydi. Karakterlerin derinlikleri, hikâyenin çok yönlü anlatımı vs. fakat bu harikulade seri diziye çevrildiğinde tam bir hayal kırıklığı yarattı. Karakterlerin temsilleri, varoluşu anlatan hikayesi bambaşka bir arzu hikayesine döndü. Bu durum okuyucusu olarak benim hiç hoşuma gitmedi ve en fazla birkaç bölüm dayanabildim.

Tabi bu süreci etkileyen birçok faktör var. Bir kitabın, filme dönüştürülmesi demek; orijinal hikâyeye ve karakterlere bağlı kalınarak yenilenip senaryolaştırılması demek. Oradan yönetmenin gözüyle izleyiciye aktarılması gerek. Bu durum okuduğunuz kitap ile izlediğiniz arasında fark yaratıyor doğal olarak. Çünkü sizin okurken kurduğunuz kurgu bambaşka oluyor. İzlediğiniz zamanki kurgu ise bambaşka. Şahsen ben okurken kurduğumuz kurgudan çok daha keyif alıyorum. Ama tekrar belirtmek gerekirse uyarlanmış çok çok iyi işler var. Senaryosu, kastı, yönetmeni vs. her şeyiyle kendine hayran bırakan filmler. Zanlımca burada dikkat edilmesi gereken, yazılan işin orijinalliğine bağlı kalınması, çünkü okuyucu hikayeyle öyle tanıştı ve beğendi. Diğeri ise işini titizlikle yapan bir ekiple bir kitabı filme dönüştürmek. Yazara saygı duyan, hikâyenin okuyucusuna saygı duyan ve tabi ki izleyicisine saygı duyan bir ekiple yapılan bir işin kötü olma ihtimali yok.

Herkese keyifli okumalar ve seyirler 😊

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir