Müzik, şizofreni ve hayatta kalma mücadelesi! Nathaniel Anthony Ayers’in filmlere konu olan hayatı

Harikulade bir yetenek, müzik aşkı ve şizofreniyle mücadelenin baş kahramanı Nethaniel Ayers’in hikayesinden bahsedeceğim bugün sizlere.

Ayers, annesi ile yaşayan ve ortaokul döneminde ilk enstrümanı kontrbas ile müziğe başlayan genç bir sanatçıdır. Nathaniel o kadar yeteneklidir ki, kısa sürede kontrbas ile harikulade bir bütünlük yakalar. Müziğe olan ilgisi annesi ve ablası tarafından desteklenir ve Ayers, New York Julliard Okulu’nda eğitim almaya başlar. Ünlü müzik okulunda eğitim gören birkaç siyah isimden biri olan Nethaniel, yeteneğini burada da gösterir. Ancak zaman ilerledikçe ruhsal bir çöküntü yaşamaya başlar. Arkadaşlarıyla iletişimde zorlanır, kalabalıklardan uzaklaşır, zihninin içindeki ses yavaş yavaş Ayers’ı ele geçirmeye başlar. Müziğini yaptığı zamanlarda zihnini kontrol altına almayı başarılabilen Nethaniel, hastalığı ilerledikçe zorlanmaya başlar. Okulun ikinci yılında sanrıları artan Ayers, bir kliniğe kapatılır. Bir süre tedavi görür daha sonrasında da annesinin yanına Ohio’ya geçer. Ancak hastalık Nathaniel’ın peşini bırakmaz. Burada da bir takım elektrokonvülsif tedavi görür.

Zihniyle mücadele eden genç yetenek Nethaniel Ayers

Binbir müdahale sonrası sanrıları azalan Ayers, annesinin ölümü sonrası eski günlerine geri döner. Zihni bu sefer kendisine çok daha büyük oyunlar oynar ve babasının Los Angeles’de olduğuna inanır. Soluğu LA’da alır ve sokaklarda yaşamaya başlar. Şizofrenin Nethaniel’ın hayatında ele geçiremediği tek şey müziktir. Sokaklarda yaşayan ve çöp toplayan Ayers, kendisine iki telli bir keman bulur ve her köşe başını harikulade müziği ile zenginleştirir.

Bir gün Los Angeles Time’da köşe yazarı olan Steve Lopez, Nethaniel’in eşsiz müziğini dinler ve büyülenir. Evsiz Ayers’in yanına yaklaşarak onunla sohbet etmeye başlar. Genç müzisyenin New York’da bulunan ünlü Julliard Okulu’nda eğitim aldığını öğrenir ve hikayenin peşine düşer. Lopez, araştırmaları sonrası genç müzisyenin bir dönem Julliard’da eğitim gördüğünü ancak sağlık sorunları nedeni ile okulu bıraktığını öğrenir ve Nethaniel’in hikayesini kendi köşesinde okuyucusu ile paylaşmaya başlar.

Şizofrenin panzehri müzik

Ayers’in ablasına ulaşan Lopez, yetenekli müzisyenin çocukluktan başlayan müzik kariyerini ve zihnini ele geçiren şizofreni ile mücadelesini öğrenir. LA sokaklarında Nethaniel’i arar, ondana keman çalmasını ister ve sohbet eder. Böyle bir yeteneğin sokaklarda heba olmasını istemeyen Lopez, çareler aramaya başlar. Ayers için evsizlerin kaldığı korunaklı yerler bulmaya çalışır. Ancak Nethaniel’i bir fikre ikna etmek sandığı kadar kolay olmaz. Yetenekli sanatçıya bir çello hediye eder Lopez, bu jest karşısında büyülenen Ayers, enstrümanın başında kendinden geçer. Adeta tüm dünya ile bağlantısını keser, kafasındaki sesleri susturur ve sadece müziğe bürünür. İkilinin arkadaşlığı da gün geçtikçe kuvvetlenir.

Stave Lopez ve Nathaniel Ayers’ın dostluğu

Lopez dönem dönem Nathaniel’in tedavi olması için bazı adımlar atar, ancak ters teper. Sonunda Lopez, Ayers’a yardım yolunun onu müziğiyle buluşturmak olduğu düşünür ve büyük Beethoven hayranı Nathaniel’ı dinletilere götürür. Onunla arkadaşlığını kuvvetlendirir ve müziğini destekler. Ayers hakkında yazdığı yazılar ise büyük ilgi görür. Daha sonrasında ise Steve Lopez, Nethaniel’in hikayesinin detaylarının yer aldığı The Soloıst kitabını çıkartır. Büyük ilgi gören kitap 2009 yılında beyazperdeye taşınır. Yetenekli müzisyeni Jamia Foxx, yazar Steve Lopez’i ise Robert Downy Jr. canlandırdı. Etkileyici bir filmdir, izlemenizi öneririm 🙂

The Soloist filmi

Sanat terapisi üzerine okumalar yaptığım bir dönemde denk geldim The Soloıst kitabına. Nethaniel’in hikayesi oldukça etkiledi beni. Sonrasında filmi de izledim. Daha sonrasında Nathaniel Anthony Ayers Vakfı’nı araştırmaya başladım. Nathaniel ve ablası binlerce insana yardım etmek için çıktıkları yolda, ruh sağlığına dair kamu bilincini arttırmak için önemi çalışmalar yapıyor vakıfta. Bir inceleyebilirsiniz   

Evet sevgili okur; sanat terapisinin, birçok hastalığının tedavisinde olumlu sonuçlar verdiği araştırmaları merak edip çıktığım bu yolda, Nethaniel ile tanıştım. Olağanüstü hikayeyi de  sizlerle paylaşmak istedim 🙂

Keyifli okumalar…