Bu Dünyanın Cehennemi-Çocuk İstismarı

İçim acıya acıya dünya üzerinde yaşanan korkunç cehennemi yazıyorum bugün. Farkındalığına son 6 7 yıldır daha çok vardığım ama ne yazık ki çok uzun yıllardır yaşanan amma velakin yine iç ve dış güçler tarafından seslerinin çıkması engellenen, korkutulan, hayatları cinsel istismar ve ensest ile mahvedilen çocuklar!
Gün geçmiyor ki basına yansıyan daha doğrusu sosyal medyada ifşa edilen çocuk istismarı olayları ile karşılaşmayalım. Kahroluyoruz diyeceğim ama yetmez. Oturduğumuz yerden kuru kuruya kahrolmak yetmez. Yetmedi çünkü. Çocuk istismarı vakaları her yıl artarak devam etti. Ne yazık ki artarak devam ediyor.

Adalet Bakanlığı’nın yayımladığı 2019 yılına ait adli istatistiklere göre geçen yıl Türkiye’de “cinsel dokunulmazlığa karşı suç” kapsamında 49 bin 57 dava açıldı. Bunların 22 bin 689’u, yani neredeyse yarısı çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarıydı. Ve cinsel istismara maruz kalan çocukların yaşa göre dağılımı incelendiğinde; yüzde 30’unun 2-5, yüzde 40’ının 6-10, yüzde 30’unun ise 11- 17 yaş grubunda olduğu görülmekte. Bu verilere bakıldığında şunu söyleyebiliriz ki, cinsel istismara uğrayan çocukların yüzde 70’ini küçük yaş grubu oluşturmaktadır. İstismara maruz kalan çocuklarda kız çocukları, erkek çocuklarına göre 3 kat daha fazla cinsel istismara maruz kalmaktadır.

Ensest konusunda araştırma yapmak ne kadar güç olsa da Mor Çatı Derneği’nin yaptığı bir bilimsel çalışma birçok ülkede her 4 çocuktan birinin aile içinde cinsel istismar yaşadığı yönündedir. Büşra Sanay ‘Kardeşini Doğurmak’ adlı kitabında gazetecilik döneminde üzerinde durduğu ve çalışmalar yaptığı ensest vakalarını ele almıştır. Kitabın içinde mağdurların anlattıklarını okuduğunuzda kanınız donacak. ‘Yok artık, asla olmaz ‘cümlelerini bir kenara bırakacak; kendi çocukluğunuz başta olmak üzere, çocuklarınızı, etrafınızdaki çocukları her şeyi baştan gözden geçirecek artık çocukların söylediklerine, davranışlarına vs her şeyine daha dikkatle yaklaşacaksınız.
Dünyada kalbi kararmış yaratık sürüsü yaygınlaştıkça biz çocuklar için daha dikkatli olmak zorundayız. Çünkü akli yetisi tam oluşmamış çocukların birçoğu cinsel istismarı ilk başlarda sevgi göstergesi ile birleştiriyor. Cinsel organına tutulmasını, kucakta cinsel organ ile temas edilmesini bir sevgi sanıyor. Ne yazık ki o çocuğa bunu yapan genellikle sürekli gördüğü yakınından biri oluyor. Çocuk canı yanana kadar bunun bir istismar olduğunu anlayamıyor. Rahatsızlık hisseden ve ebeveynlerine anlatmaya çalışan çocuklar ya dikkate alınmıyor ya yalan söylemekle suçlanıyor ya da (ki ne yazık ki genellikle böyle) istismarcı tarafından tehdit ediliyor. Korkan çocuklar istismar karşısında sessiz kalıyor.

11- 17 yaş grubunda cinsel istismara uğrayan çocuk, istismarın kendi hatasıymış gibi lanse edilmesinden, çevre ve toplum tarafından dışlanmaktan, tehditler karşısında aile içinden ve çevreden güven alamadıkları için cinsel istismar karşısında sessiz kalıyor.
Ne olursa olsun, çoğunuza ya da çevrenizdeki herhangi bir çocuğa bunu yapan kimse şikayet edin. Çocuğunuzu ondan koruyun. ‘Aman kolu komşu ne der, aile şerefimiz lekelenmesin vb’ vicdansızlığından kurtulun. Çünkü buna göz yuman, görmezden gelen kim varsa hepsi istismarcı kadar suçludur ve cezalandırılmalıdır.