Gerçekten de 21.yüzyılda mı yaşıyoruz? Heribert Illig’in ‘Hayalet Zaman Hipotezi’ doğru olabilir mi?

Merhaba sevgili okur,
‘İz Bırakma’ üzerine bir çalışma hazırlıyordum. Araştırma yaptığım sırada biraz fazla derinlere indim ve Alman tarihçi Heribert Illig ile tanıştım. Sonra kendisinin ‘Hayalet Zaman Hipotezi’ ne denk geldim ve işler iyice garipleşti 🙂 ve dedim ki; “Şu an biz 21. yüzyılda yaşamıyor muyuz yani?” kafanızın karıştığının farkındayım 🙂 Benimde karıştı ve ‘Hayalet Zaman Hipotezi’ araştırıp yazdım. ‘Hayalet Zaman Hipotezi’ nedir? gelin anlatayım.
Orta Çağ’ın hiç yaşanmadığını iddia eden bir teori duydunuz mu? Alman tarihçi Heribert Illig’in 1996’da ortaya attığı “Hayalet Zaman Hipotezi” tam da bunu söylüyor. Bu varsayıma göre, MS 614 ile 911 yılları arasındaki yaklaşık 297 yıl aslında hiç var olmadı; yani takvimlerimizde hayalet yıllar mevcut! Evet sevgili okur, yanlış duymadınız Alman tarihçimiz tam olarakta böyle söylüyor.
Hayalet Zaman Hipotezi nedir?
Illig, Jülyen ve Gregoryen takvimleri arasındaki farkları incelediğinde, yaklaşık 297 yıllık bir sapma fark etti. Bu kayıp yıllarda, Papa II. Sylvester ve Kutsal Roma İmparatoru III. Otto tarafından, kendi dönemlerini 1000 yıllık denkleştirmek amacıyla takvime eklendiği öne sürülüyor. Bu iddiaya göre, Orta Çağ’da yaşanan pek çok olay, aslında hiç gerçekleşmedi!
Ancak bu varsayım bilim dünyasında yaygın olarak kabul edilmiyor. Eleştirmenler, farklı coğrafyalardaki bağımsız yaşamların ve arkeolojik çalışmaların, bu dönemlerin gerçekten yaşandığını gösterdiğini belirtiyor. Özellikle Avrupa merkezli olan bu varsayımlar, diğer kıtalardaki eş zamanlı değişimlerde yetersiz kalıyor.
Sonuç olarak, Hayalet Zaman Hipotezi ilginç bir bakış açısı sunsa da mevcut küresel ve genel değerlendirmelerde pekte başarılı değil. Tarih, her zaman yeni sorular ve teorilerle zenginleşen bir alan; Ancak bu tür iddiaları değerlendirirken sunacağınız kanıtsal çalışmalar oldukça önemli. Yani, tüm dünya tarihi 300 yıl kaybolmuş olsaydı, bunun izleri Afrika, Asya, Avustralya ve Amerika gibi farklı kıtalarda çok net bir şekilde görülürdü.