Gündüz Kuşağı Yasası Neden Gerekli?

Merhaba arkadaşlar, ufak bir operasyon geçirdiğim için bir süredir evde dinleniyordum. (Arayan, soran ve yazan herkese teşekkürler) Bu sürede ne yazık ki gündüz kuşağı terörüne maruz kaldım. Üzülerek söylüyorum ki, korkunç! Büyük bir izleyici kitlesine ulaşan televizyon dediğimiz bir yayın organında, böyle şeylerin yer alması, çok ciddi bir sorun. Hazır ‘Sosyal Medya Yasası’ gündem olmuşken, bir de ‘Gündüz Kuşağı Yasası’ mı çıkarılsa diye düşünmedim değil. Hatta bu düşüncelerimi bol örneklerle beraber kaleme aldım.
Gündüz kuşağında neler oluyor?
Son dönemlerde Twitter’da en çok konuşulan şey sosyal medya yasası oldu. Hatta sevgili Oğuzhan Uğur; televizyoncu, dijital yayıncı, sosyal medya fenomenleri, gazeteciler ve avukatlardan oluşan bir konuk listesi hazırlayıp, sosyal medya yasasını masaya yatıran bir yayın yaptı. Sanırsam çekimler tamamlandı. Montaj aşamasındadır, bir iki güne izleriz. Şahsen yayında yer almak isterdim. Uzun süredir profesyonel olarak dijital yayıncılığın içindeyim. YouTube’da salıncağa ters bindim gibi videolar değil, yasanın içindeki maddelerin daha çok kapsadığı dijital habercilik alanında çalışıyorum ve dijital yayın hakları ve sansürüyle çok daha yakından ilgileniyorum. Zira senelerdir bizim sektörde muazzam bir ‘yayın hukuku aykırılığı’ var ve bununla mücadele etmek için çokça iş verenle saçma sapan uğraştık. Neyse artık Oğuzhan’la başka bir yayında konuşuruz, bölümü merakla bekliyorum. Gel gelelim en az sosyal medya yasası kadar önemli, acil müdahale edilmesini düşündüğüm gündüz kuşağı terörüne. Sabah saatlerinde ‘magazin yorumculuğu’ diyerek başlayan, ana haberlere kadar ise insanların mağduruz diye katıldığı, programcının hak hukuk arayışına düştüğü, toplum ilkeleri, yayın ve insan ahlakı gibi bir çok şeyin ihlal edildiği yayınlar yapılıyor. Ve inanılır gibi değil ama bunlarda RTÜK’ten geçiyor.
Hemen örneklendirelim Hadise boşandı aman allahım kadının gelmişi geçmişi, boşandığı adamın gelmişi geçmişi ailesi vs. her şeyini konuştular ve bunu hak olarak gördüler. Açıklaması da şu, kitlelere hitap eden kişiler kamuya açıktır falan filan. Evet, Hadise kitlelere hitap ediyor. Amma velakin bizim Hadise hakkında konuşma yetkimiz işi. Şarkısını beğenirim beğenmem, eleştiririm, överim, öneride bulunurum vs. Amma velakin özel hayatının ıncığı cıncığı kimsenin haddi değildir. Doğru bulun ya da bulmayın özel hayatına müdahale edilemez ve bu bir yayın ahlakına aykırıdır. Ve tabi ki özel hayat ihlaline de girer.
Gelelim mağdur insanları konuk diye alıp, mağduriyetlerinden ya da ruhsal sorunlarından yararlanıp reyting kasan programlar. Bunları görünce cinnet geçiriyorum. Esra Erol’da bir kadın, sinir ve davranış bozukluğu var. Kadını yayına alıyorlar, garip gurup hareketlerinden malzeme ediniyorlar, sosyal medyada gündem oluşturuluyor ve bu insanlar üzerinden reyting kasılıyor. Günlerce günlerce de bu kadının üzerine gidiyorlar birde. Fatma vardı birde, akli ve duygu durum bozukluğu vardı. Kadından günlerce reyting yaptılar. Bu kadın hasta. Hasta. Reyting malzemesi değil, uzmanlara yönlendirilip destek olunması gerekirken, haftalarca televizyonda izlendi. TikTok videolarına konu oldu. Bu çok büyük ihlaldir. Yine benzeri bir program var Didem Aslan sunuyor. Yine duygu durum bozukluğu yaşan bir kadın. Bir şeyler anlatıyor. Zor şeylerde yaşamış. Sözleri ve hareketleri tutarlı değil. Davranış bozukluğu kilometrelerce öteden belli. Garip, grup sorular, tahrik etmeye yönelik davranışlar. Uzmanlar tarafından yardıma yönlendirilmesi gereken kişilere, canlı yayında reyting oyuncusu muamelesi yapmak yayına ahlakına aykırıdır.
Moda programı adı altında da bir şey var. Genç kadınlar alış veriş yapıp bir araya geliyorlar. Karşılarında bir jüri. 5 dakika kıyafetler konuşuluyor. Sonrasında, kitlelere ulaşan yayın organında tabiri caiz ise saç başa kavga. İletişim ihlali mi ararsın, saygısızlık mı ararsın, üslup katilimi dersin her şey var. Adabı muaşeret hariç her şey var programda. Birde yarışmanın böyle çekici bir şey olduğu gibi algının arkasına sığınılıyor. Ne münasebet. Yarış saygı içinde yapılır. Yarışanlar birbirlerine saygı duyar. Arkadaş olabilir. Bir yarışmacı diğer yarışmacının da iyi olmasını isteyebilir. Bu programlarda yapılan tek şey kaos şovundan başka bir şey değil.
Yani toplumun yapısını bozuyor. İnsanları infiale sürüklüyor, ötekileştirmeye, kimlik kargaşasına, şiddete yönlendiriyor diye sosyal medya kullanımına yasalar getiriliyor ya ( ki evet cidden yasa bunları önlemek için olduğunda desteklenmeli), gündüz kuşağında yayınlanan birçok program, İnsanları infiale sürüklüyor, ötekileştirmeye, kimlik kargaşasına, şiddete yönlendiriyor bilginiz olsun.