Kim bu Yalı Çapkını? Ne izlediğimizin farkında mıyız?

Yalı Çapkını

Son dönemlerin en çok konuşulan dizisi şüphesiz ki Yalı Çapkını. Cuma akşamları Twitter’a bir giriyorum, Yalı Çapkını TT’de. Eeee hal böyle olunca bana da Yalı Çapkını dizisini izlemek düştü. Peki kim bu Yalı Çapkını? Ne anlatıyor? Yalı Çapkını neden bu kadar tutuldu? Merak edilenleri cevapladım.

Öncelikle Yalı Çapkı dizisinin konusundan çok ufak bahsedeceğim, birçoğunuz zaten hakimsinizdir konuya. Enine boyuna da bakmışsınızdır. Dizimiz; İstanbul’da cemiyet ailesinde doğup, büyüyen; aile sevgisi ve takdir edilme görmemiş, bu nedenle de soyadının ve tipinin avantajını kullanarak, her şeyi elde eden Ferit Korhan (Mert Ramazan Demir) ile Gaziantep’te köklü bir ailede hapis hayatı yaşayan, güzeller güzeli, akıllı ve görgülü, baba terörü ile büyüyen ve bir şekilde Ferit’le karşılaşan ve babasının zoru ile de evlenmek zorunda kalan iki genci konu alıyor. Tabi dizinin derinliklerinde aile dramları ve diğer karakterlerin hikayeleri ve entrikaları da var. Eee Gülseren Budayıcıoğlu’nun kitabından o kadarı normal.

Kim bu Yalı Çapkını?

Arkadaşlar bu Yalı Çapkını; sevgisizliği, baskıyı, özgüven eksikliğini yani kendinde ne eksik varsa, bunları dışarıdan insanları kendine yara bandı yaparak kapatmaya çalışan; yakışıklı ve adından da anlaşıldığı üzere çapkın zengin çocuğu. Her ne kadar sosyal medyada Ferit hayranlığı oluşmuş olsa da, ben kendisinden tiksindim. Korkunç bir karakter. Hele ki son bölümde yaşanan gecelik sahnesi tüylerimi ürpertti, ancak dehşete kapıldığım Ferit’in tavırlarını romantize eden kitle. Adam doyumsuz, zorba, istediği her şey kendisinin olsun istiyor, empati yoksunu, en kötüsü hareketlerinin sonucunu asla düşünemeden kendi anını kurtarmak için başkasını oldukça zor duruma sokabilmesi. Seyran’a yaptığı da tam olarak bu. Kadının kendisi ile evlenmesini istemediği halde, evliliği zorunlu kılmaya gitmesi, kendisi hayatında hiçbir değişiklik yapmadan devam ederken, Seyran’ı bir çatı katına hapsetmesi, erkeklik egoları yüzünden kadına istediği zaman bağırıp çağırması, kendi sevgilisi ile beraber olup akşam da karısıyla olmak isteyen amma velakin Seyran’ın hiçbir şey yapmasın, herhangi bir sosyalliği olmasın, erkek arkadaşı olmasın, her şeyi bilsin ama kendisine sorun çıkartmasın, kendisine yapılan her şeye rağmen Ferit’e sadık kalsın istiyor. Eee oldu paşam tüm kadınlar yoluna serilsin senin.

Yalı Çapkını

Demem o ki arkadaşlar, bence korkunç bir karakter. Ve ne yazık ki televizyonun şaşasımı diyeyim yoksa sosyal medyanın normalize eden kitlesi mi diyeyim bilemedim, bayılıyorlar Ferit’e. Yanlış anlaşılmasın, karakteri canlandıran arkadaş Mert Ramazan Demir bence gayet başarılı. Ferit’in tüm iticiliğini ve duydu durum bozukluğunu gayet iyi yansıtıyor. Ancak karakter kötü. Ancak büyük bir hayran kitlesi oluşturmuş durumda Ferit kendine, öyle ki bölüm sonu yazılanlara bir bakıyorum, yok bu çocuk üzülür mü, Seyran sende çok zorluyorsun, ayy Ferit ne üzüldü kıyamam gibi şeyler yazılıyor. Hatta bir anti Ferit yorumu yapmıştım da linç etmişlerdi beni 😊 Ne yazık ki dizi karakterleri ile gerçekliği ayırmayan toplumuz biz. Daha önce bunun örneklerini defalarca kez deneyimledik. Bu nedenle ana akımda yapılan işler tüm bunlar göz önünde bulundurularak hazırlanmalı. Bir sosyologdan yardım alınsa hiç fena olmaz.

Gülseren Budayıcıoğlu’nun danışanlarının hikayelerini kullandığı hiçbir işini beğenmiyor ve desteklemiyorum. Aynı zamanda da doğru bulmuyorum. Bir psikolog olarak yansıttığı karakterlerin, reyting kaygısı da işin içine girdiğinde toplumda nasıl bir iz bıraktığını görebiliyor olmasını isterdim. Gündem olan Budayıcıoğlu hikayesini popülerliğinden part part izledim ve yazdım. Bana bu kadarı yetti.

Not: Arkadaşlar Ferit gibi adamlardan uzak durun. Sizi kısıtlayan, kendi özgüvensizliğini sizin üzerinizden tamamlamaya çalışan, sizi kendisine hizmet veren bir eşya gibi gören ve en önemlisi size saygı duymayanlar hızla uzaklaşın.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir