Kraliyette Değil, Modada da Devrim Yaratan Kadın; Prenses Diana

Bugün 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü. Hem böyle bir gününe vurgu yapmak hem de kendi hayatını ve haklarını ele almak için mücadele etmiş olan, dünyanın tanıdığı bir kadını ele almak istedim. Kim mi bu kadın? Tabi ki Prenses Diana.
Prenses Diana’nın yaşamına dair birçok film ve belgesel yapıldı. Bu yüzden hem Kraliyet ailesinde yaptığı devrimle adından en çok söz edilen kadın Prenses Diana’nın, modaya damga vuran zamansız stilinden hem de baskının hüküm sürdüğü yaşamında kendisi olabilmek için verdiği mücadeleden bahsedeceğim sizlere.
Tüm dünya Diana Spencer’ı, Kraliyet ailesinin veliahttı Prens Charles ile yaptığı evlilikle tanıdı. Dünya çapında merakla beklenen düğün sonrası tüm gözler artık bir Prenses olan Diana’nın üzerine çevrildi. Güzelliği ile herkesi büyüleyen Diana, aynı zamanda utangaç ve samimi tavırları ile halkın kalbinde kraliçe olma yolunda emin adımlarla ilerlemeye başladı. Küçük yaşta evlenerek içlerine girdiği ailenin, tüm yaşamlarının ve ilişkilerinin stratejiler ile ilerlemesi gerçeği, bu yolda Prenses Diana’yı beklediğinden çok daha zorlu bir mücadelenin içerisine soktu.
Prens Charles ile olan evliliğinin bir aşk evliliği olmadığını ve Diana’nın defalarca aldatıldığını hepimiz biliyoruz artık. Kraliyet ailesine girişi ve evliliği ile ilgili birçok belgesel çekildi. İzlememiş olan ve izlemek isteyen arkadaşlar Netflix’de Prenses Diana’nın hayatın ele alan iki belgesele de ulaşabilirler.
Gelgelelim hayatının her anının karış karış gözlendiği, sevgisizlik ve baskıya karşı kendi olma yolunda mücadele verdiği zamanlarda Diana, moda dünyasının adından en çok söz edilen kadını oldu. Her giydiği olay, her tercih ettiği parça satış rekorları kırmaya başladı.
Kraliyet yaşantısının ilk yıllarında birçok konuda olduğu gibi kıyafetleri konusunda da yardım alan Prenses Diana, daha sonraları benim zevkim ve benim tarzım diyerek kendi seçimlerine yöneliyor. Katıldığı davetler, Prens Charles ile çıktığı seyahatlerde giydiği kıyafetler hızla moda dergilerinin kapaklarında yerlerini almaya başlıyor.
Cesaretini ve gücünü kıyafet seçimlerine de yansıtan Diana, günlük seçimlerinde kraliyet ailesinin aksine oldukça rahat ve özgürlükçü parçalar tercih ederken, özel davetlerde ise oldukça cesur parçaları kullanmaktan kaçınmıyordu.
Birçok seçiminde maskülen tavrını tarzına da yansıttığını görüyoruz. Kıyafetlerini titizlik ile seçtiği aksesuarlar ile tamamlayan Diana’nın, olmazsa olmazlarının başında; şapkaları, gözlükleri ve kolyeleri yer alıyor. Öyle ki Prenses, sırt dekolteli elbiseleri için özel kolyeler yaptırıyor, renkli ve detaylı çoraplar tercih ediyor.
Hele bir kombini var ki ‘İntikam Elbisesi’ olarak hafızalara kazınan. Harikulade. Zarifliğin göz kamaştıran şıklığını, tarzın ve tavrın ruhtan geldiğini bir kez daha gösteriyor bize.
Böyle anlatılınca ışıltılı bir hayat, her istediğine ulaşabilme olanağı güzel görünebilir gözünüze ama ne giyeceğine karar verebilmek için bile büyük bir mücadele veriyor Prenses Diana.
Son olarak 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü’nde şunu belirtmek isterim; kendinizden ve yaşamak istediğiniz hayattan asla vazgeçmeyin arkadaşlar. Size dayatılan kuralları aşıp, sahip olduğunuz haklarınızı elinize alın. Unutmayın, en büyük hakkımız özgürlüğümüz! Buna kimsenin karışmasına izin vermeyin.