Tehlikeli popülerlik akımı aile dizimi nedir? Zeytin Ağacı dizinde anlatılan hikaye gerçek mi?

Evet arkadaşlar Zeytin Ağacı dizisi polemikleri üzerine ikinci sezonu izledim. Yetmedi aile dizimi hakkında uzman psikiyatristlerin eleştiri ve yorumlarını okudum. Zeytin Ağacı’ndan bahsederken popüler olan aile dizimine ve doğan tehlikeye de değinmek istedim.
Tuba Büyüküstün, Seda Bakan, Murat Boz, Rıza Kocaoğlu ve Boncuk Yılmaz gibi isimlerin başrolü paylaştığı Zeytin Ağacı, ikinci sezonunu geçtiğimiz haftalarda yayınladı. İlk sezonda da diziyi pek beğenmemiş, anlatımlarını yanlış bulmuştum. İkinci sezonu da, hikayeye bir şey katabilmişler mi ve tabi sosyal medyada bu kadar konuşulmasının etkisiyle izleyeyim dedim. Hikayeyi ve aile dizimi yöntemini bir yere bağlarlar diye düşünmüştüm ben açıkçası ama hiç öyle olmamış. Hatta ve hatta bilim ile aile dizimi yöntemini karşı karşıya getirmişler ve bilimi geri kafalı ilan etmişler. Bunu izleyiciye yansıtan ise dizimizin doktoru Ada (Tuba Büyüküstün). Öyle ki Ada, aile dizimini sorgulayan doktor meslektaşlarını ‘bilimsel tutucular’ olarak adlandırıyor.

Zeytin Ağacı ikinci sezonda neler oluyor?
Hikayenin genelinde; Tüm sorunlar senden önceki geçmişe ait, geçmişin suçu’ diyerek kısmen de sanal gerçeklik yaratarak mutlu eden yanı var ki bu en tehlikeli kısmı. Aile diziminde ‘Sen fail değilsin’ deniyor. Yani ‘Eylemlerinin sorumluluğu sana ait değil.’ Hastalara duymak istediklerini söylüyorlar. Bu hepimize çok iyi gelir. Yani insanı ihtiyacı olan yalana kavuşturuyor. Bu durumun neresinden bakarsanız bakın oldukça tehlikeli bence. Öyle ki Zeytin Ağacı dizisi yayınlandıktan sonra insanların aile dizimi yöntemine ilgisi arttı. Bunun ciddi bir kazanç kaynağı olduğunun farkında olanlar ise hemen harekete geçti. Eğitimsiz kişiler hekim kimliğine büründü ve aile dizimi terapisi vermeye başladı. Çok ciddi paralara yapılan seanslar oldukça ilgi görüyor.
Aile Dizimi: Gerçek mi, Efsane mi?
Aile dizimi, kökeni Alman terapist Bert Hellinger’e dayanan ve psikoterapi dünyasında oldukça tartışmalı bir yöntemdir. Bu yaklaşım, bireyin aile geçmişine bakarak mevcut problemlerinin kökenlerini anlamaya çalışır. Peki, bu yöntem gerçekten işe yarıyor mu yoksa bir efsaneden mi ibaret?
Aile Dizimi Nedir?
Aile dizimi, bireyin ailesiyle olan bağlarını ve bu bağların yaşamındaki etkilerini anlamayı amaçlayan bir grup terapi yöntemidir. Seanslar sırasında, katılımcılar aile üyelerini temsil eden kişiler olarak dizilir ve bu temsilcilerin duygusal tepkileri ve etkileşimleri gözlemlenir. Amaç, bireyin bilinçdışı aile dinamiklerini ortaya çıkarmak ve bu dinamiklerin hayatındaki olumsuz etkilerini çözmektir.

Gerçek mi, Efsane mi?
Aile dizimi yöntemi, birçok kişi tarafından olumlu sonuçlar verdiği söylenen bir terapötik araç olarak değerlendirilse de, bilimsel çevrelerde yeterince destek bulamamıştır. Yöntemin bilimsel temellere dayanmadığı ve sonuçlarının büyük ölçüde plasebo etkisine bağlı olabileceği öne sürülmektedir. Ancak bazı bireyler için bu tür deneyimler, farkındalık kazanma ve duygusal rahatlama sağlama açısından değerli olabilir.
Aile Dizimi Yazarları
Merak edenler için Aile dizimi üzerine yazılmış birçok kitap ve makale bulunmaktadır. İşte bu alanda öne çıkan bazı yazarlar:
- Bert Hellinger: Aile dizimi yönteminin kurucusu olan Hellinger, bu alanda en bilinen isimdir. “Aile Dizimi: Sevgi Düzenleri” adlı kitabı, yönteminin temel prensiplerini ve uygulamalarını açıklamaktadır.
- Anne Ancelin Schützenberger: “Büyükannemin Günlüğü” adlı kitabıyla bilinen Schützenberger, aile bağlarının kuşaklar arası etkilerini incelemiştir.
- Gunthard Weber: Hellinger’in çalışmalarını genişleten Weber, aile dizimi üzerine birçok kitap ve makale yazmıştır.